“Duygusal kuyruk rasyonel köpeği sallar”
Psikolog Jonathan Haidt.
Bu sıralar pek yazasım yok. Ama çokça koşasım var. Son yarıştan bir önceki Tahtalı Ultra Trail yarışını da bu nedenle yazmamıştım. Bazen bir yarış raporu kendini yazdırıyor. Bazen de yarışı yazıya dökmek için günlerce uğraşıyorum. Bu raporu biraz da kaygılarla süslenmiş antrenman programımın bendeki etkilerini aktarmak için yazdım.
Bilim adamı Cass Sustein ve hukukçu Timur Kuran yanlılıkların politikaya akmasına aracılık eden mekanizma için bir isim bulmuşlar: bulunabilirlik çavlanı. (1) Yorumlarına göre sosyal bağlamda “tüm kısa yollar eşittir, ama bulunabilirlik ötekilerden daha eşittir.” Yani bu tanım özetle insanların istatistiksel olarak gerçekleşme olasılıkları daha düşük olaylar karşısında bile duygularına hitap eden kavramsal ya da steriotipik (benzer) olaylardan daha fazla etkilenebileceklerini ve onlara daha fazla anlam atfedebileceklerini belirtmekte. Beni tanıyanlar bilir özellikle konu bir yarışa hazırlanmak olunca oldukça rasyonalistimdir. Düzenli çalışır ve eksik bir nokta kalmasın isterim. Planlarım da genellikle yarışın bütününü ele alır şekilde kapsayıcıdır. İyi ya da kötü olasılıkları düşünür, baştan olumsuzluklara karşı plan geliştirmeye çalışırım. İşte UTMB 2022 planı da bu kapsamda ilerlediği için akla gelen ne varsa her şeyi önceden denemeye ve hazırlıklı olmaya çalışıyorum. Ama insanın duygusal tarafı da boş durmuyor.
Benim için bunun anlamı şu; UTMB yarışı yaklaştıkça yapılan antrenmanların ve yarışların içeriğine öylesine odaklandım ki rasyonalist tarafım devrede olmasına rağmen çavlan etkisindeymişim gibi duygularıma yenik düştüğüm anlar da olmuyor değil. UTMB’nin zor bir yarış olduğunu, bitirememe oranlarının bazen %40’lara yakın olduğunu düşünmek ister istemez bulunabilirlik çavlanına kapılıp beynimin kötü senaryoyu işletmesine neden olduğunu düşünüyorum. Tıpkı hayatımın bu dönemine özel bazı sinonim olaylar gibi duygusal tarafım rasyonel tarafımı parmağına takıp oynatıyor.
Uludağ Ultra Trail’in 66K’sı rasyonel yanımla duygusal yanımın nasıl savaş halinde olduğunu gözlemlediğim son değerlendirme yarışı ve diğer yandan ilk defa koştuğum bir parkur olduğu için de içimden pek gelmese bile ileride dönüp bakıldığında bu yarışta neler yaşadığımı hatırlatsın diye raporlaştırdığım bir yazı oldu.
Bu yıl koştuğum her mesafeyi hatta her metreyi UTMB 2022 hazırlık planı dahilinde koştum. Yılın başından beri yapılmış ve bu yarışa kadar eksiksiz götürülmeye çalışılan bir planın son antrenman yarışı olan Uludağ Ultra 23 Temmuz 2022’de oldukça kalabalık bir katılımcı ile çok coşkulu bir şekilde koşuldu.
Uludağ Ultra 66K parkur olarak bence orta zorluk derecesinde bir yarış. Genel olarak bahsetmek gerekirse büyükçe bir kısmı orman içi geçişlerinden oluşan, ara ara CP geçişlerinde koşucuyu asfalt yol ile buluşturan ve nihayetinde yarışın 35. kilometresinden sonra önce orman içi dağ yollarından daha sonra da Uludağ küçük zirveye götüren taşlık zemin, çarşak çıkış ve inişleriyle güzel bir rotaya sahip.
Parkurun detaylarına CP noktalarında değiniriz; öncelikle yarışa hazırlık, kayıt, konaklama, malzeme seçimi kısmından bahsedelim. Özellikle yarışın etaplarını merak edenler yarış başlığı altından devam edebilirler.
Hazırlık…
Uludağ Ultra başta da bahsettiğim gibi UTMB 2022 planının bir parçası olarak C klas bir yarış olarak koşuldu. Bire bir bu yarış özelinde bir antrenman yapılmadı ancak yapılan antrenmanların planlaması içerisinde gelinen nokta itibariyle alınan mesafeler ve kazanılan elevasyonlar kademeli olarak arttırıldığı için bu yarışa hazırlık doğalında yapılmış oldu. Aslında iyi bir periodizasyon ile koşulması düşünülen tüm yarışları bütünün bir parçası olarak görmek ve koşmak mümkün.
Yarışının yapıldığı 23 Temmuz gününde kadar geçen son üç aya baktığımızda antrenman çeşitliği ve derinliği aşağıda görülen tabloda olduğu gibi. Tüm yıl boyunca istisnasız Pazartesi günleri koşmadım. Tam ve pasif dinlenme ile geçti. Salı, Perşembe günleri hafta içi koşusu ve genellikle kısa, az elevasyonlu, trail ve ara ara asfaltta. Cumartesi ve Pazar günleri ise özellikle elevasyon ağırlıklı trail ve uzun koşular şeklinde koşuldu. Ara yarışlar için yarış haftasına yaklaşıldığında özellikle bir taper down uygulanmadı. Hatta özellikle uygulanmadı diyebilirim. Buradaki amaç yarışa bilerek en yorgun halde girmek ve Chamonix’de iki gün sürecek bir yarışın sanki ikinci gününü koşuyormuşcasına bir yorgunlukla yarışa başlamak için taper pas geçildi. Koşular kendi içinde dayanıklılığa, hıza ve istenen hacimi sağlaması açısından belli günlerde daha spesifikleştirildi elbette ama çeşitlilikten çok süreklilik ve volümün giderek arttırılmasına daha fazla özen gösterildi. Ayrıca zaman yaratılabildiği ölçüde başlarda yüzme ile haftanın sadece bir günü çapraz antrenman tabir edilen antrenmanlar da yapıldı ama genele etkisi çok az olacak ya da fitness seviyesini arttırmaya katkısı olmayacak kadar diyebilirim.
Haftanın geriye kalan iki günü Çarşamba ve Cuma günü ise salonda ağırlık egzersizi yapılarak geçirildi. Yarış gününe gelene kadar kademeli arttırılan ve özellikle güç, kuvvette dayanıklılık, mobilite ve esneklik çalışmaları ile mutlaka desteklendi. Aşağıya yapılan bir ağırlık egzersiz programının içeriğini veriyorum. Bu sayede hangi kas gruplarının desteklenmiş olduğunu daha rahat anlayabilirsiniz.
22 Haziran (Örnek 25. Hafta egzersizi)
Isınma Elipticall 30’ 7-9 zorluk arası
- KgxTekrarxSet
- Abd 27x16x3
- Add 41x16x3
- Bi 10+10x10x3
- Sq 20x3
- LPess 40x25x3
- LExt 15x16x3xR&L
- LCurl 20x16x3xR&L
- CPress 20+20x12x3
- Sırt Sehpa 5x16x1
- Sırt Sehpa 10x12x2
- LPD 45x16x3
- CB 20x3
- CB 5x20x1
- Tr 15x20x3
- BelTwst 10x30x3
- BTr 15x15x3
- Bosu denge
- Soğuma
Alt ve üst extremite tabir edilen kol ve bacak egzersizleri ağırlık çalışmalarının olmazsa olmazıdır. Çoğu kişi hacimli kaslar oluşturduğu ve görsel açıdan da beğenildiği için üst extremite kaslarını çalışmayı sever. Koşucular bile özellikle arazi koşuları için denge ve stabilizasyon sağlayan bacak, ayak bilekleri ve nefes için olmazsa olmaz karın kaslarını desteklemeyi ihmal eder ya da sevmez. Programda gördüğünüz gibi tüm kas grupları dengeli olarak geliştirilmeye çalışıldı. Arazi koşusuna özel baton kullanımının yaratacağı stresi azaltabilmek için o kas gurubuna yönelik egzersizler de planlandı. Bazı koşucular baton kullanmazlar.
Aonijie Baton |
Konaklama…
Uludağ Ultra Trail için resmi sitesinde anlaşmalı oteller günler öncesinde yayınlanıyor. Ben de organizasyonun önerdiği otellerden biri olan Karinna otelde ailece konakladım. Otel yarış başlangıç, bitiş ve fuar alanına oldukça yakın. Konaklama için çadır alternatifini değerlendirecek kişiler için de konaklama alanı sunulmuş durumda. Daha önce benzer bir deneyimim olmadığı için bu alternatif benim için yok hükmündeydi. Yıllara göre konaklama detayları değişebileceği için bu kısma girmeyeceğim ama genel olarak otel için başarılı demekte sakınca görmüyorum. Fiyat performans oranı biraz yüksek olsa da bu tür kayak otelleri genellikle pahalı olan oteller arasında oluyor zaten.
Kayıt, Fuar alanı…
Organizasyonun bu konuda iyi hazırlanmış olduğunu söyleyebilirim. Kalabalık bir katılımcı listesine rağmen fuar alanında sıkış tıkış bir durum yoktu. Oldukça rüzgarlı bir alanda hizmet vermeye çalışan gönüllülerin ve organizasyonun hakkını vermek gerek. Benim özellikle yarışlara ve organizasyonun ciddiyetine puan verdiğim yer olan malzeme ve sağlık raporu kontrolünün tam yapıldığını görmek oldukça hoşuma gitti. Bir kontrol listesi üzerinden malzemeler tek tek kontrol edildi. Belki bir eksik nokta olarak şu söylenebilir. Gösteremediğiniz malzemeler için de görmek konusunda ısrarcı olunmadı. Bu noktada sorumluluğu size bıraktılar. Hatta beni şaşırtan noktalardan biri bunca yıl koşarım hep yapılacağı söylenen koşu sırasındaki kontrolün ilk defa Saitabat CP noktasında yapıldığını görmek oldu. Sadece bana mı denk geldi yoksa istisnasız yapıldı mı bilemiyorum ama böylece bir merakımı da gidermiş oldum. Hızlıca ve zaman kaybına neden olmadan bitirildi.
Bu noktada belki göğüs numaraları için bir eleştiri yapılabilir. Neden böyle bir materyal tercih edildi bilemiyorum ama dayanıklı olması konusu biraz abartılmış gibi geldi. Oldukça sert ve kalın bir malzemeden basılmış. Bence güzel olmayan bir göğüs numarasıydı. Tek kusur bu olsun diyelim.
Organizasyon yarış kitini oldukça zengin tutmuş. İçerik olarak küçük hediyelerle donatılmış bir kit yarışçılar için mutluluk verici. Ayrıca fuar boyunca organizasyonun sosyal anlamda zenginleştirdiği aktiviteler de takdiri hak ediyor.
Yarış...
Salomon Sense Ride4 |
Raiglight Gilet Responsive 10L |
Bu yıl içindeki planlı beş yarışımdan dördüncüsü olan Uludağ Ultra'nın bu etabına daha önce katılmamıştım. Parkurun kısmen zorluğunu duymuştum ve çarşak çıkış inişleri nedeni ile de özellikle tercih etmiştim. (Duygusal yanım zor diyor, rasyonel yanım özellikle tercih ediyor.) Parkur beni yanıltmadı. Yarışma aslında tam bir antrenman yarışı olacağı için zemin özellikleri önemliydi ve bazı malzemelerimi denemek için de imkan sağlayacaktı. Bunlardan en önemlisi ayakklabılar, Batonlar, Sırt çantası idi. (Bu malzemelerin değerlendirmesini başka bir yazıya bırakıyorum.) Önemli bir nokta da beslenme stratejisinin geliştirilebilmesi için yapılan planlamanın çalışıp çalışmayacağının görülmesi idi. (Rasyonalist tarafım denemediğin şeyden emin olamazsın diyor.)
Bir önceki yıl parkuru genel olarak iyi sürelerde koşmuş kişilerin CP geçiş zamanlarını inceledim. Bu yarış planlarını yaparken genelde herkesin uyguladığı bir taktiktir. Kabaca bu size yaptığınız antrenmanların içeriklerinden kopya çekerek yarış içinde bu geçiş sürelerini benzer sürelerde geçip geçemeyeceğinizi gösterebilir. Sadece referans aldığınız süreyi doğru kestirebilmeniz önemli. Böylece üç dört kişinin ortalama değerlerini alarak eğer hiç koşmadığınız bir parkur ise kendinize bir CP geçiş zamanlaması çıkarabilirsiniz. Ben de benzer bir çalışma ile bunu yaptım ve kabaca yarışı on saat civarında bitirmeyi hedefledim. Aşağıda bu tabloyu, planlanan CP geçiş sürelerini ve planlanandan daha iyi geçilmiş süreleri farklı renklerde görebilirsiniz.
CP Geçiş süreleri. |
Bu yarış boyunda diğer yarışlarımdan farklı olarak CP noktalarından beslenmek için hiç bir besin maddesi almadım diyebilirim. Bunun özel nedeni UTMB sırasında ilk 70K’yı koşmama yetecek yiyeceği taşıyabilir miyim diye denemek içindi. Oldukça da başarılı oldu. Ne olur olmaz orada CP'lerden hiçbir şey tüketemezsem yanımda bulunmasını planladıklarımla da yarışı bitirebilmenin bir ön çalışması oldu. Sadece CP'lerde suluklarımı doldurdum ve bu bana yarış içerisinde oldukça zaman da kazandırdı diyebilirim. Ne kadar pratik olursanız olun sizden önce orada bulunanlar, CP görevlilerinin pratikliği, yorgunluğunuz, dikkat dağınıklığınız gibi bir çok faktörü bir araya getirince CP'lerde beklenenden daha uzun zaman geçirmek her zaman olası. (Var mı bununla ilgili bir istatistik yoksa kafadan atıyor muyum? Duygusal kuyruk sallanıyor gibi.) Aynı zamanda bunun da bir pratiği yapılmış oldu ve gördüm ki ben zaten önceki yarışlarda CP'lerde gereğinden fazla oyalanıyormuşum.
![]() |
Elektrolit Tablet |
On saate göre planlanan beslenme ve sıvı elektrolit yükleme stratejisi |
![]() |
Göğüs numarasına yazılmış yeme içme stratejisi. |
Recep ile birlikte Güneş doğarken. Foto: Organizasyon. |
- Yarışın artıları eksilerinden çok diyebilirim.
- Fuar alanının düzeni, gösterilen ilgi ve malzeme kontrolleri ve buna yönelik gayretler çok yerinde.
- Fuar alanının zenginliği orta düzeyde diyebiliriz ancak burada artan ekonomik baskının daha etkin olduğunu düşünüyorum.
- Yarış kiti oldukça başarılı. İçindeki ufak hediyeler, verilen malzemelerin kalitesi koşucuları tatmin edecek düzeyde.
- Parkur boyunca ve sonrasında gönüllülerden aldığınız destek çok güzel.
- Yarışın bir festival havasında geçmesini sağlamak için yapılan organizasyonlar başarılı.
- Her ne kadar hava muhalefetine takılsalar da ortamı yumuşatan güzel oluşumlar.
- Yarış sonrası masaj desteği alabiliyor olmanız ve yiyecek, içecek desteği yeterli.
- Makarna partisine katılmadığım için değerlendirme yapamayacağım ancak sanırım o da iyidir diye düşünüyorum.
- Göğüs numarasının kalın yapılmış olması. Uzun süre koşan biri için özellikle rüzgarlı havada biraz sorun oluşturdu diyebilirim. (Önemsiz bir sorun bence.)
- CP’lerde yiyecek fazla kullanmamış olmakla birlikte artık çok zengin bir CP içeriğinin olmaması. Örneğin jel, elektrolit destekler gibi.
- Ödül töreni. Belki de tüm organizasyon içinde bana göre planlaması ve içeriği en kötü yapılmış olaydı. Başta kurgusunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Sonra da ödüllendirme mantığının. Genel klasman birincileri üstten aşağı 100K, 66K, 30K,16K 6K sona kadar sıralanıp sonra yaş gruplarına geçildi. Oysa gruplar en uzun mesafe kadın, erkek genel ve ardından kadın, erkek yaş grupları şeklinde verilmeliydi. Böylece 100K koşmuş bir yaş grubu koşucusu 6K genel klasman sporcusunun ödül almasını ve sonra kendisinin takdir edilmesini beklemek zorunda kalmazdı. Kimsenin koştuğu mesafeyi küçümsemek istemiyorum ama 6K genel klasman birincisini 100K yaş grubu birincilerinden önce takdim etmek, adına Uludağ Ultra Trail dediğiniz bir yarışta 100K koşan bir koşucuya haksızlıktır hatta belki saygısızlık. Bir de bunun ödüllendirme bacağı var ki orası da kanımca pek hoş olmamış. 30K, 16K, 6K gibi kilometreleri gereği Ultra bile sayılmayan bu mesafelerin genel klasman birincilerine para ve/veya sponsor hediyeleri vererek kişilerin çabalarını takdir etmek güzel ama aynı kürsüye 100K, 66K gibi mesafeler koşmuş yaş gruplarının en azından birincilerinin eve eli boş gönderilmesini pek hoş karşılamadığımı söylemem gerekir. Belki organizasyon kendini gözünden kaçırdığı bu durum için koşuculara hitap eden bir özür ve takdir hediyesi ile affettirebilir. Aksi takdirde bir süre sonra bu yarış ciddi mesafe koşabilen kişilerin değil hafta sonu sosyal aktivite olsun isteyen kişilerin önceliği olan bir yarış halini alıverir.
![]() |
Katılımcı madalyası. |
![]() |
Finisher Plaketi. Plaketin engelli bireylerce yapılmış olması ayrıca büyük bir hediye. Emeklerine sağlık. |